Cumartesi, Kasım 30, 2024

Genel Başkan 90. Sayı Köşe Yazısı

genel-Başkan_Uslu

BEM-BİR-SEN
Kazandıran Sendika

Kıymetli Dava ve Yol Arkadaşlarım

“Kudüs bir sınav kağıdı, her Mümin kulun önünde”

Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Miraca yükseldiği, içerisinde ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs; Hz. Ömer döneminde fethedilmiş ve İslam’ın adaletine kavuşmuştur. Akabinde uzun süre Müslümanların hâkimiyeti altında yönetilen şehir haçlı istilasına tanık olmuş ve şehirde yaşanan katliam sonrasında mazlumların kanları haçlı askerlerinin atlarının üzengisine kadar varmıştı. Şarkın sevgili Sultanı Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü dava edinmesi ile şehir yeniden İslam’ın adaletine kavuşmuş akabinde 1516 yılında Yavuz Sultan Selim Han’ın yönetiminde Kudüs bir Osmanlı şehri olarak 401 yıl boyunca adalet ve huzur ikliminde yönetilmiştir.

Ta ki 1917’de I. Dünya Savaşı ile Osmanlı’nın bölgeden çekilmesine kadar… Bu tarihten sonra Devlet-i Ali Osmanlı’nın çekildiği her coğrafyada olduğu gibi (Ortadoğu, Afrika, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya vd.) ne yazık ki Kudüs ve çevresi de huzur bulamamış, batılı emperyalist devletlerin, İslam aleminin kalbine sapladığı bir hançer misali terörist israil tarafından Filistin toprakları büyük bir zulme ve işgale maruz kalmıştır.

Bu zulmün son evresi Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze’de başlayan ve tüm insanlığın seyrettiği katliam yürekleri dağlamıştır. Yetim kalan evlatlar, evlatlarını toprağa veren anne babalar, yerinden yurdundan edilmiş yüzbinler dünyanın gözü önünde tarihin en vahşi soykırımlarından birisini yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.

Biz bu sürecin en başından itibaren, medeniyet değerlerimiz ve inancımızdan aldığımız şuurla; terörist işgalci siyonist israilin hastaneleri, okulları, kadın ve çocukları, bebekleri bombalayarak katlettiği, milyonları yerinden yurdundan ederek sürgün etmeye çalıştığı bu vahşi soykırımın karşısında dimdik durduk. Yeryüzünün ifsat şebekelerine karşı fırsat bulduğumuz her ortamda sesimizi yükselttik, zulme karşı hakkı haykırdık. Mescid-i Aksa ve Gazze sadece Filistinlilerin değil hepimizin davasıdır bilinmesini isterim. Hayat rehberimiz, yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde buyrulduğu üzere “Şüphesiz ALLAH, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. Kimsenin yaptığını yanına bırakmaz.” (İbrahim Suresi 47)

İşgal ve zulme karşı 1917’den beri Filistin’de mazlum kardeşlerimizin, küresel şer odaklarına karşı göstermiş olduğu direniş, umut dolu bir geleceğe doğru ilerlemek için atılmış önemli ve yeni bir adımdır. Bu minvalde yaşanan soykırıma ve sürgüne karşı kınamakla yetinmeden elimizden geldiğince aynı safta mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Özellikle siyonist sermayenin ürünlerine karşı gerçekleştirilen boykotun etkisiyle, sömürgeci zihniyet ciddi bir darbe alacak ve bizler de zulme karşı Gazze’de ki direnişe destek vermiş olacağız.

Yaşanan bunca acı içerisinde büyük ibretler ve dersler barındırıyor. İnanıyorum ki; bizim şer gördüklerimiz hayırla neticelenecek ve sonuç Alem-i İslam için zafer olacaktır. Ayasofya’yı Kebir Camii Şerifinin ibadete açılışını, Karabağ’ın Fethini görmeyi nasip eylediği gibi Rabbim bize işgal altındaki Kudüs’ümüzün ilk kıblemiz Mescidi Aksa’mızın, Doğu Türkistan’ımızın ve mazlum coğrafyaların fethini nasip eylesin.

Herkes bilsin ki; zalimlerin İşgali altında tuttuğu bütün mazlum coğrafyalarda zulüm bitene kadar mücadelemiz devam edecektir.

“3000 Yıllık Devlet Asırlık Cumhuriyet”

Bildiğiniz üzere “3000 Yıllık Devlet Asırlık Cumhuriyet” diyerek Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. yılını tamamladık. İnanıyorum ki Türkiye’miz; Yeniden Büyük Türkiye ideali yolunda emin adımlarla yürümeye devam edecek. Büyük Selçuklu Devleti’mizden, Devlet-i Ali Osmanlı’mızdan aldığı mirası gelecek nesillere aktarmaya başaracak.

Tarihimizin şanlı günlerindeki gibi dünyada nizamı tekrar sağlayarak adil bir düzen kuracağız. Bu ideal uğrunda bugün gerek savunma sanayiinde gerek teknolojide gerekse uzay çalışmalarında çok önemli hizmetlere imza atılmaktadır. Biz, Bem-Bir-Sen Ailesinin fertleri olarak her hizmetin destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. 

Büyük, güçlü ve lider ülke Türkiye yolunda, birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde nice 100 yıllara yürüyeceğiz. Bu vesile ile din, vatan ezan ve bayrak uğruna can vermiş, fedakarlık yapmış Gazi ve Şehidlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.

“7. Dönem Toplu Sözleşme’den Alnımızın Akı ile Çıktık”

Değerli yol arkadaşlarım; 

Bem-Bir-Sen Kazandıran Sendika unvanını 30 yıllık şanlı bir mücadele neticesinde bileğinin hakkı ile almıştır. Yerel yönetim çalışanları için imza altına aldığı kazanımların önemi Memurlarımızın ve kamunun vicdanında karşılık bulmuştur. 

Dünyada yaşanan ekonomik kriz, devam eden savaşlar, Milletimizin 6 Şubat tarihinde yaşadığı Asrın Felaketi gibi olumsuz şartlardan geçtiğimiz zorlu bir dönemde, kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük hakları ve çalışma şartlarının görüşüldüğü 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecini; 1994 yılından bugüne sendikal mücadelemizin temelini oluşturan çözüm odaklı müzakere usulümüz, istişareye dayalı yaklaşımımız ve Memurumuzun alın terini mukaddes kabul eden anlayışımız ile önemli kazanımlara imza atarak tamamladık.

Bu süreçle ilgili bilinmelidir ki; Genel Yetkide 19. yılına doğru giden Bem-Bir-Sen ailesi hizmet kolumuzda görev yapan yaklaşık 150 bin Memurumuzun her birinin emeğini mukaddes bilen bir şuur ile mücadelesini ortaya koydu ve tarihi başarılara imza attı. Dergimizin özel sayısında ve web sitemizde 7. Dönem Toplu Sözleşme tutarları ve imzaladığımız Sosyal Denge Sözleşmelerini göreceksiniz. 

Tecrübe, istişare ve emek mücadelesinin verdiği haklılıkla başladığımız süreç alanda ve masada bir ay boyunca ortaya koyduğumuz gayret ve iradeyle bütün dezavantajlara rağmen Hizmet Kolumuza ait 21, Yerel Yönetim Memurlarımızı kapsayan Genel Toplu Sözleşmede 48 olmak üzere toplamda 69 kazanımla taçlandırarak Üyelerimizin ve Kamu Görevlilerinin haklı gururu olduk.

Her biri birbirinden önemli kazanımlara imza attığımız bu başarı şüphesiz; zorluklar karşısında pes etmeyen irademizin, kutlu dava şuurumuzun ve kararlı duruşumuzun bir eseridir. Bu başarı bir kadronun, bir ekibin olmaktan öte bu davaya gönül vermiş Bem-Bir-Sen Ailesinin her bir ferdine aittir.

Bu süreci ilmek ilmek işleyen her bir Bem-Bir-Sen ailesi mensubuna ve ailemize katılma iştiyakı olan Memurlarımıza hassaten teşekkürlerimi iletiyorum. 

7. Dönem Toplu Sözleşme kazanımlarımız Memurlarımız için hayırlı ve bereketli olsun.

” Mücadelenin Destanı Başarının Sırrı”

Sizlerin de bildiği üzere Bem-Bir-Sen 10 Ocak 1994 yılında kutlu yürüyüşüne başladı. Yerelden Genele Haklı Mücadele diyerek çıktığımız bu yolda hiçbir zaman diklenmedik ama dimdik durduk.

Merhum Memur-Sen Konfederasyonu kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının ortaya koyduğu medeniyet mücadelesinin bir neferi olarak kendimizi addettik ve mücadelemizi sadece sendikal çalışmalarla sınırlı görmeyerek yeryüzünde nerede bir mazlum ve mağdur varsa elimizi uzattık.

Bu sebeple Bem-Bir-Sen ailesinin ferdi olmuş ve bu davaya gönül vermiş her bir üyemiz, otuz yıldır ulvi meselelerin mücadelesini verdiği şuuru ile hareket etti.

Tam otuz yıldır halka hizmet Hakk’a hizmettir anlayışını şiar edinerek, zorluklar ve kısıtlı imkanlarla başlayan mücadelemize; kararlı adımlarla güç kazandırdık,  inançlı kadrolarımızın azmiyle bereketlendirdik.

Milletimizin inanç ve azimle korumaya çalıştığı değerlerin ışığıyla aydınlanan mücadelenin, yerel yönetimlerdeki temsilcisi Bem-Bir-Sen olarak, sabır ve gayreti kuşanarak emeğin ve alın terinin hakkını korumak için örgütlendik,  örgütlenerek güçlendik. Yerel yönetimlerde gösterdiği örgütlenme başarısıyla ilk kez 2006 yılında güvenin, emeğin ve alın terinin genel yetkili sendikası olduk. 

Türkiye’nin 81 ilinde bulunan, 93 Şube ve İl Başkanlığı, 70.000’i aşan üyesi ile Genel Yetkide 19. yılına doğru giden en etkin ve en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu gurur, büyük Bem-Bir-Sen ailesinindir.

Üyelerimizin, Temsilcilerimizin, Şube ve İl Başkanlarımızın, Genel Merkez Yöneticilerimizin, Kadınlar ve Engelliler Komisyonlarımızın ve mesai arkadaşlarımızın omuzlarında mücadelemiz sürecektir.

Bizlerin üzerine düşen davamızın ehemmiyetine yakışır şekilde mücadelemizi vermektir. İnşAllah bizler bunu başarmaya muvaffak olacak ve yerel yönetim çalışanlarımızın haklı ve gür sesi olmaya devam edeceğiz.

Milletimizin Hizmetindeyiz misyonu ile çıktığımız bu yolda, Kutlu Dava Sağlam İrade parolasıyla mücadele edeceğiz ve Gücümüzü Samimiyetimizden alarak Mücadelemizin yeni Destanlarını ALLAH’ın (c.c) izni ile yazacağız ve Başarının Sırrına birlikte ereceğiz…

Cahit Zarifoğlu’nun Kudüs davası konusunda asli vazifemizi hatırlattığı sözüyle başladığım yazıma; Memur-Sen Konfederasyonumuzun Kurucu Genel Başkanı dava ve gönül adamı, Kudüs Şairi merhum Mehmet Akif İnan’ın Mescid-i Aksa şiirinden dizeleri ile tamamlamak istiyorum. 

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Varıp eşiğine alnımı koydum

Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Götür müslümana selam diyordu Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslâm diyordu

ALLAH (c.c) yar ve yardımcımız olsun.  En kalbi duygularımla, baki selam ve hürmetle…